Skip links

Mobil uygulama geliştirirken düşmemeniz gereken 5 hata

Mobil cihaz kullanıcılarının artması ile mobil uygulama sayısı da her geçen gün artış gösteriyor. Sunulan hizmeti mobile de taşımak, yepyeni bir girişime atılmak ya da hizmet alanını genişletmek için mobil uygulamaların gücünden faydalanmak hemen her iş kolu açısından oldukça akıllıca olabiliyor. Kullanıcılarla sıfırdan etkileşime girmek veya var olan web hizmetlerini geliştirerek daha fazla kişiye ulaşmak açısından son derece etkili olan mobil uygulamalar, birçok konuda sunduğu avantajlarla göz doldurmaya devam ediyor.

Mobil kullanıcılar ise sayısı milyonları bulan uygulamalar arasından seçim yapmak durumunda kalabiliyor. Kimi cihazına indirdiği uygulamadan memnun kalmayıp onu mağazaların derinlerine gönderirken kimi de uygulamayla arasında güçlü bir sadakat bağı geliştiriyor. Bazı olumsuzluklara sahip olan uygulamalar ise ilk kategoriye girebiliyor, hatta hedef kitlesine ulaşamadığı için başarısız olabiliyor. Peki bu olumsuzluklar neler olabilir?

1) Yanlış uygulama mağazası seçimi

Uygulama sahiplerinin bazıları daha fazla kişiye ulaşabilmek için tüm uygulama mağazalarında yer almak isteyebiliyor. Rekabet yoğunluğunun katlayarak artmasına yol açan bu durum bir yandan da maliyetlerin artmasına yol açabiliyor. Öte yandan başlangıç aşamasında tek bir mağaza platformuyla yola çıkarak eksiklikler de giderildikten sonra sahip olduğu kullanıcı kitlesine göre diğer mağazalara da girilebilir.

2) Kullanıcı deneyimini önemsememek

Mobil uygulamaları, masaüstü cihazların daha küçük ekrana sahip versiyonları olarak görmek yapılan en büyük hatalar arasında yer alıyor. Mobil platformun bilgisayar ortamından farklı özelliklere sahip olduğu, hatta kullanıcı beklentilerinin de bu platforma göre farklılaştığının bilincinde olmak başarı sağlamada önem taşıyor. Dolayısıyla uygulama geliştirirken mobil olmayan cihazlarla aynı özellikleri taşıması gerektiği gibi bir yanılgıya düşmemek gerekiyor.

3) Ölçümleme yapmamak

Mobil uygulamaları başarıya götüren yolda yanınıza almanız gerekenler; aktif kullanıcı sayısı, uygulamada geçirilen süre, karşılaşılan uygulama hataları, etkileşim oranları gibi önemli verilerden oluşuyor. Ölçümleme yaparak bu verilere ulaşabilmek, hangi noktalara eğilmek ya da hangi noktaları daha fazla geliştirmek gerektiği hakkında önemli ipuçları veriyor. Bu tarz verilerin önemsenmediği durumlarda çoğu zaman uygulamalar yerlerinde sayabiliyor.

4) Test yapmamak

Mobil kullanıcılar, çoğu zaman uygulamaların yaşattığı kötü deneyimler karşısında acımasız olabiliyorlar. Bu gibi durumlarda uygulamayı bir daha kullanmamakla kalmayıp olumsuz düşünceleriyle diğer kullanıcıları da etkileyebiliyorlar.

Uygulamayı test etmek ise kullanıcıların karşılaşma ihtimali olan sorunları ortadan kaldırmada oldukça etkili olabiliyor. Uygulamanın ilk sürümünün testten geçmesi ile eksikler açığa çıkabiliyor ve sınama ile birlikte hatasız ve eksiksiz son sürüme geçilebiliyor.

5) Tanıtımı es geçmek

Uygulama mağazalarında yer alan milyonlarca rakip arasından sıyrılmak için yalnızca uygulamayı geliştirmek ve yayınlamak yeterli olmayabiliyor. Hedef kitlenin uygulamayı fark etmesi ve etkilenmesi için çeşitli tanıtım yöntemleriyle pazarlama yapılması oldukça faydalı olabiliyor. Bu noktada hedef kitle alışkanlıklarını belirlemek ise tanıtım için başvurulacak yöntemlerin seçilmesini kolaylaştırıyor.

Hemen her alandan herkesin ilgi duyduğu mobil uygulamalar, şirketlerin de kullanıcıların da hayatlarını kolaylaştırabiliyor. Başarılı bir mobil uygulama oluşturabilmek için ise belli hatalara düşmemek önem taşıyor. MobiRoller, geniş kitlelere ulaşacak şık ve kaliteli bir mobil uygulama oluşturmanız için ihtiyacınız olan her şeyi hizmetinize sunuyor. Eğer siz de birkaç dakikada kendi mobil uygulamanıza sahip olmak istiyorsanız, bir MobiRoller hesabı açarak hemen uygulama oluşturmaya başlayabilirsiniz.

 

Leave a comment